Giresun’da Gelenek ve Adetler

Giresun’da Gelenek ve Adetler
Çeşitli medeniyetlere ait tarihi zenginlik ve kültür unsurları ile dolu olan Giresun
ili; tarihi açıdan olduğu kadar, kültür bakımından da ilgi çekicidir. Gerek Selçuklu ve
Osmanlı döneminde, gerekse Cumhuriyet döneminde Giresun, Türk kültür hayatına önemli
katkılarda bulunmuştur.
Coğrafi nedenlerden dolayı yerleşim “dağınık ev” sistemi olarak şekillenmiştir.
Tarımla uğraşan toplum, elverişli bulduğu araziyi tarlaya çevirmiş, evini komşusuna göre
değil tarlasına göre yerleştirmiştir. Bu durum insanların birbirleriyle sıkı bir ilişki
kurmalarını engellemiştir. Sonuçta; ilçeler hatta birbirine yakın köylerde yaşayan
insanların şiveleri önemli farklılıklar göstermiştir. Şehirde yaşayan insanlar, köyleriyle
devamlı ilişki içinde bulunduğundan, köylerde yaşatılan geleneklerin çoğu şehirlere de
taşınmıştır. Yöre halkı tarafından yaşatılan örf, adet ve geleneklerin çoğu oldukça eski
tarihlere dayanır. Bunlardan bazılarını tanıyabiliriz:
Mayıs Yedisi (Aksu Şenlikleri)
Her yıl Mayıs ayının 20’sinde (miladi) kutlanır. Şehir ve daha çok kırsal
kesimlerden sabahleyin erken kalkıp, yanlarına yiyecek ve içeceklerini de alan halk
Giresun’un doğusunda bulunan Aksu Deresi’nin denizle birleştiği yerde toplanırlar. Burası
bir panayır yerine dönüşür. İnsanlar, özellikle hastalar, dertliler, çocuğu olmayanlar,
dilekleri olanlar Aksu Deresi’nin kıyısına vararak bir dilek dileyip, yedi çift bir tek taşı
suya atarlar.
4000 yıllık geçmişin kültür mirası olarak günümüze ulaşan törenlerde; bahar,
bereket ve döllenme olguları özellikle canlandırılır. Törenlerin özünde şamanizm
gelenekleri ile Anadolu kültürü hakimdir. Törenler üç ana bölümden oluşur: “Sacayaktan
Geçme Geleneği”, Dere Taşlama Geleneği” ve “Ada Etrafını Dolaşma Geleneği”dir.
Hıdrellez
Mayıs ayının 6’sı geldiğinde, o gün Hızır ve İlyas Aleyhisselamların bir araya
geldiğine ve kış aylarının bitip, özel günlerin geleceğine inanılır. Yine akşamdan üç-beş
genç kız niyet tutarak, bir gül ağacının dibine yüzüklerini gömerler. Sabahleyin mani
okuyarak onları çıkarırlar.
Giyim ve Beslenme Gelenekleri:
Giresun’da geleneksel giyimde erkekler, tipik Karadeniz giysisi olan aba-zıpka
giyerler. Başta siyah başlık, üstte aba ve yelek, altta zıpka, altına körüklü çizme giyilir.
Aksesuar olarak gaydanlık, hamaylı, çerkez kayışı, sundurma, barutluk ve yağdanlık
takarlar. Erkek giyimini, çerkez kayışına takılan kama ve tabanca tamamlar.
Oyalı yaşmak ya da çember, peştamal, entari-hırka, yün-şal, ve kara lastik günlük
kadın giyimini oluşturmaktadır. Özellikle peştamal günümüzde de vazgeçilmeyen bir
giysidir. Giresun’da takı olarak beşi birlik, hasır bilezik, altın tepelik kullanılır.
Kent beslenmesinde balık, mısır ve karalahananın çok önemli bir yeri
bulunmaktadır. Giresun’da fasulye, karalahana gibi sebzeler kurutularak ya da tuzlanarak
kışa saklanmaktadır. Bunla kış aylarında ya “mıhlama” adıyla kavrularak sıcak
değerlendirilmekte, ya da diğer kışlık yiyeceklerle türlü yapımında kullanılmaktadır.
Kiraz ve yağsız peynir tuzlanarak kışa saklanırken; kimi balıklar da tuzlanarak yaza
saklanır. Pancar çorbası, mısır dolması, pancar diblesi, kiraz tuzlaması, fasulye turşusu,
ısırgan yağlaşı ve mısır ekmeği şehrin özgün yemeklerinin başında gelir.